ALSEPOR UYGULAMASININ YARARLARI

Alsepor markasının tescili öncesi açılımı yeni yalıtım malzemesi olan YYM ele alınan ilk önemli projedir. Tabiatta bulunan organik ve inorganik öğelerin bileşke ürünüdür. Mimarinin başlangıç tarihinden beri kullanılan tabii malzemelerden üretilmiş olması uzun ömürlü ve insanla barışık olmasının teminatıdır. Uygulandığı mahallere bir kerpiç ev konforunu; ısı ekonomisi, ses yalıtımı ve yanmazlık ile bir arada sunar. İçerden uygulanır ve yangın şartlarında bile binanın ısınmasını engeller.

Yanmazlık
Birçok yanmaz malzeme vardır ama hepsi iletkendir. Alsepor ,1100 oC gibi iddialı yangın şartlarında bile betonarme karkas ısısını çelik öğenin taşıma vasfını yitireceği kritik 540 oC seviyesinin altında tutarak çökmeleri engeller. Bu koruma, süresi itibarı ile itfaiyenin yetişmesine imkân tanır.

Eğer otomatik su püskürtme gibi aktif yangın tedbiri alınır, kapı ve pencereler yangın şartnamesi esaslarına göre yapılır ise yani, onlarda yanmaz, hava geçirmez ve patlamaz iseler; YYM nin ısı geçirimsizliği, alev dayanıklılığı su ve buhar iletkenliği sayesinde yangın yayılamaz ve çok az hasar ile söndürülebilir. Özel yangın tipi YYM ile donatıldı ise bina karkas ısısı 100 dereceyi geçemez hatta ulaşmaz bile.

Ses Yalıtımı
Yangın amaçlı tüm yüzeyler YYM ile kaplandığı zaman ses yalıtımı da sağlanmış olur. Ancak çok özel akustik hedefleri olan uygulamalar için özel türler ve özel montaj yöntemleri gerekir. Bu sahada uzman uygulayıcılarla çalışarak istenilen hedeflere ulaşılabilir. YYM bu tür uygulamalarda diğer avantajlarını da zaten sunacaktır.

Ekonomi ve konfor
Oturma odası ve yatak odaları gibi özellikle kışın kapalı (havalandırılması kısıtlı) mahallerde insanların teneffüs etmesi ile mutfak ya da banyodan kaynaklı nem birikerek nispi rutubeti rahatsız edici seviyelere yükseltir. Esasen yalıtımı olmayan ve yağlı boya ya da nem geçirimsiz badana ile boyanmamış klasik binalarda bu durum oluşmaz zira bina teneffüs eder. Ancak bir yalıtım yapılınca bu nem giderme özelliği kaybolmaktadır ve son derece rahatsız edici yüksek nispi rutubetli bir ortam oluşmaktadır. YYM nem engeli ile iç cidarlara uygulandığı için özellikleri sayesinde fazla nemi bünyesine çeker ve aynı zamanda gerekli ısı yalıtımını sağlar.

Soğutma (klima etkisi)
Kara ikliminin hüküm sürdüğü bölgelerde yazları oldukça kuru bir atmosfer vardır. Nispi rutubet % 20 seviyelerine kadar inebilir. Bu durumda su çabuk buharlaşır ve buharlaşma enerjisini terk ettiği yerden alarak oranın soğumasını sağlar. YYM ile donatılmış bir mahalle yaz aylarında çok az bir miktar su emdirilmesi bu soğutma işlevini kazandıracaktır. Üstelik ortam nispi rutubeti daha konforlu olan seviyelere yükselecektir.

Bu imkân bir klima yatırımı ve soğutmak için elektrik enerjisi masrafı yapmadan elde edilir. Daha da enteresanı, klima soğuk rüzgâr ile terli vücutların hastalanmasına sebep olur ve zaten kuru olan ortamı daha da kurutur. Ayrıca havalandırmayı engeller ve bu olumsuz şartlarda gelişen bakterilerle de hastalık saçar. YYM nin varlığı tüm olumsuzlukları bertaraf ederek soğutma imkânını doğrudan zahmetsizce sağlar.

Alternatif yalıtım sistemleri
YYM nin sunduğu avantajlara karşılık olarak binaların dışarıdan yalıtılması yani mantolama tabir edilen uygulama ileri sürülebilir. Ancak konu bütün yönleri ile incelendiğinde ortaya çıkan tablo YYM lehinedir. Aşağıda bu inceleme sunulmuştur.

Isı yalıtımı uygulamalarının teknik kıyaslaması
Karbon dioksit salınımının küresel ısınmaya yol açarak tabiat dengesini tehdit etmekte olduğu ve enerji maliyetlerinin tırmandığı günümüzde ısı yalıtımının gerekliliği bütün kesimlerce anlaşılmış ve bu yönde geliştirilen uygulama projelerine ciddi kaynaklar aktarılmaktadır. 

Ancak tüketiciler genelde ödenen bedel ile elde edilen faydanın dengesini gözetmemektedirler. Büyük bir güven içinde söylenenleri doğru kabul ederek küçük enerji tasarrufları ile yetinmektedirler. Aslında kayıplar çok daha fazladır. Hem yatırımlar gereksiz pahalı olmakta hem de baştan bilinmeyen riskler göze alınmaktadır. 

Doğru yöntemin seçilmesi ile bina ömrünü azaltan risklere girmeden, bakım maliyetlerini asgaride tutarak, daha yüksek enerji tasarruflarına ulaşılabilir.

Doğru yöntem mekânların içeriden yalıtılmasıdır. Konuyu daha yakından incelersek; dışarıdan uygulanan yalıtım bina dış duvarlarının teneffüs etmesini engeller. Biriken nem betonarme içindeki çelik donanımı çürütür. Bu yüzden binanın ekonomik ömrü ciddi biçimde kısalır. Üstelik söz konusu nem, içten gelen ısıyı emerek en üst kat tavanının dış yüzeyinden ki burası tamamen izole edilemez buharlaşmaya çalışacaktır ve umulan ısı tasarrufu çok az gerçekleşecektir.

Her ne kadar torbalama tabir edilen uygulama ile toprağa gömülü olan temel ve duvarlar yanlarından binanın nem emmesi azaltılmaya çalışılsa da, bina tabanının nem alması engellenemez zira çok katlı bir binanın ağırlığı bir kaç bin tondur. Küçük bir müstakil evde bile ağırlık bir kaç yüz tondur. Tabana nem bariyeri bu ağırlık sebebi ile uygulanamaz. Sonuçta bu pahalı uygulama topraktan sürekli gelen nem yüzünden umulan ısı tasarrufunu sağlamadığı gibi binanın ekonomik ömrünü de kısaltacaktır. Üstelik dış cephe sürekli bakıma muhtaç olacaktır.

Mantolama yerine içten YYM ile yalıtım uygulanırsa, enerji nemin atılması için kullanılmayacak ve ciddi bir tasarruf sağlanacaktır. Zira YYM içeriden duvarlara bir nem engeli ile tuturulmaktadır. Ayrıca bu sayede bina dış yüzeyleri çok uzun ömürlü ve teneffüs eden kaplamalarla donatılabilecektir.

Bazı dış cephe sıvaları ve mineral lifler (cam ve kaya yünü) yalıtım sağladığı ve aynı zamanda nem teneffüs ettiği iddiası ile piyasada yer almaktadır. Bu bir çelişkidir. Nem geçiren malzemeler kendileri ısı yalıtıcıları olsalar dahi nem geçişine izin veriyorlarsa ısının transferine de imkân tanırlar. Zira ısı nemin hal değiştirme enerjisi olarak nem tarafından soğurular götürülecektir.. Ev hanımları bilirler fırından ıslak bezle alınan tepsi elinizi yakar fakat aynı bez kuru ise eliniz yanmaz. Bu nemin ısı transfer gücünün basit fakat net izahıdır. Zaten bezler de teneffüs eden malzemelerdir.

Bu basit deneyin de gösterdiği gibi enerji tasarrufu için nem geçirgenliğinin sıfır olması şarttır. Ancak bu amaçla dış cephe bir nem engeli ile kaplandığı zaman bina dış duvarları nemli kalacak ve nem yüzünden olan paslanma sonucu çelik donanım zarar görecektir. Üstelik nemli bir bina kütlesi ısıtılacaktır. Islak bez misali nemli olduğu için iletkenliği artmış bina yeryüzünü ya da neresi soğuksa orayı ısıtmaya çalışacaktır. Ya da tabiat kuralı gereği en üst kat tavan üst yüzeyinden nem buharlaşarak, sistemi parasını ödediğiniz enerji ile terk edecektir. Yalıtımı hiç olmayan binaya nazaran daha kısıtlı olan nem transferi sayesinde bir miktar enerji tasarrufu olacaktır. Ancak atılan taş ürkütülen kurbağaya değmeyecek ve üstelik çelik donanım daha hızlı çürüyecektir. 

Mantolama uygulayıcıları çelik donanımda meydana gelecek çürümenin çok yavaş olacağı ve ihmal edilebilir olduğunu ileri sürseler de gerçek hiçte öyle değildir! Bir çelik çubuk paslansa bile çok uzun süre mekanik taşıma gücü açsından ciddi sorun yaşatmaz. Ancak betonarme sisteminin esası donmuş harç ile çeliğin tek vücut olmasıdır. Paslanma vuku bulduğunda bu “aderans” yani yapışma, yani iki öğenin tek vücut olması son bulacak ve sistem deprem dayanıklılığını ve uzun ömür beklentisini yitirecektir. Zira artık her an beraber çalışan iki öğe olmayacağı için tansiyon yükleri altında çelik öğe devre dışı kalacak ve beton çatlayacaktır. Mikro çatlaklarla gelişen bu durum çok sık tekrar edeceğinden binanın elden çıkması çabuklaşacaktır.

İçeriden uygulanan yalıtımlarda tipik olarak sadece dış cepheler iç cidardan kaplanırlar. Tavan, taban ve iç duvarlar birer ısı köprüsü oluşturarak içerinin ısısını dış cephelere taşırlar. Bu durum dışarıdan yalıtımı savunan mantolama ekolü tarafından gereğinden fazla abartılmıştır. Bir kayıp söz konusudur ancak binanın teneffüs etmesi de gerekir. Konfor için bu şarttır. Dışı nem engeli ile sarılı olmayan bina zaten tabii kuruma ile daha kurudur. İçeride bulunan ısı köprüleri de daha da kuru olacağından kuru bez misali enerji iletimi çok az olacaktır. Zaten dış duvarlara sadece dar kesitlerinden bağlıdırlar bu sayede kayıplar sanıldığından çok daha azdır. 

Esasen geniş yüzeyli olması ve hem tabandan hem de içeriden nem çekmesinden dolayı iletkenliği üst seviyede olan dış cephenin içten yalıtılması doğru çözümdür. Dışardan mantolama uygulanan binanın yakıt gideri % 35 – 40 civarında azalmaktadır. Hâlbuki içeriden yapılan yalıtım, yakıt tasarrufunu % 85 seviyelerine çıkarmaktadır.

Bu aşamada basit bir testten faydalanabiliriz. Söz konusu yalıtım malzemelerine ve duvarlarımıza avuç içi ile dokunduğumuzda serinlik ya da sıcaklık hissedeceğiz. Bunların anlamı şöyledir. Dokunduğumuzda iletkenliği yüksek malzeme serin his verecektir. Yalıtkan malzeme elimizi hemen ısıtacaktır zira vücut ısımızın avuç içinden kaybı engellenecektir. Yalıtımı olmayan ya da yetersiz olan bir duvara dışarının soğuk olduğu kış aylarında içeriden dokunduğunuzda serinlik hissedersiniz. Aynı anda bir strafor parçasına avucunuzu dayayın ne kadar sıcak olduğunu hayretle göreceksiniz. Diğer malzemeleri ve duvarları aynı anda ve aynı iç ısı şartlarında sınayın neyin doğru neyin yanlış olduğunu bizzat kendiniz tespit edebilirsiniz aynı fırın tepsisinde denenen ıslak ve kuru bez gibi.

YYM dokunma testine şöyle tepki verecektir. İlk temas anında nötr gelecek fakat bir iki dakika gibi çok kısa bir süre sonra strafor örneğinde olduğu gibi elinizi ısıtacaktır. Diğer malzemeler eğer iletkenseler elinize çok uzun süreler serin gelmeye devam edecektir. Doğru sonuç için bütün numuneler aynı sıcaklıktayken bu test yapılmalıdır.

YYM teneffüs eden bir yalıtkandır. Bu yapısı ile eşi benzeri yoktur. En yakın rakibi kaya yünü de gaz geçirgenliği olan bir yapıdadır ancak mineral kütlesi içine moleküler düzeyde nem ememez. Hâlbuki YYM hem gaz geçirir hem de nemi moleküler düzeyde içine alır. Eğer bir nem engeli ile kullanılmaz ise duvarlardan bünyesine çekilecek nemin ısı soğurması onu iletken hale getirecek ve YYM bir soğutucu olarak davranacaktır. Uygulamanın püf noktası iç cidara mutlak bir nem engeli ile kaplanmasıdır. Bu sağlandığında hem ısı tasarrufu hem de konfor sağlanacaktır zira YYM insanların bulunduğu mekânlarda nefesten kaynaklanan nemi emecek ve ortam nispi rutubetinin rahatsız edici boyuta ulaşmasını engelleyecektir.

Alternatif plastik köpükler ile iç mekân yalıtımı yapıldığında enerji tasarrufu sağlanmakla birlikte bu malzemelerin teneffüs etme kabiliyetlerinin olmaması yüzünden nispi rutubet artışı kısa sürede rahatsızlık veren boyutlara ulaşabilecektir. YYM nin gücü buradadır.

Bir zamanlar gündemde olan iki duvar arasına uygulanan stafor köpük ile yalıtım metodu bazı avantajlar sunmakla birlikte maliyeti getirdiği çok az faydaya değmemektedir. Betonarme karkas ile irtibatlı olan iç ve dış duvarlar sanki aralarında yalıtım yokmuş gibi davranmaktadırlar. Zira burada nem transferi engellenmediği için ısı sarfının belirleyicisi olarak binanın yeden ve dışardan emdiği nem rol almaktadır.

Bir kilogram kuru havanın ısınma ihtiyacı 0.3 KCal/oC dir. Bir kilogram nemin (su) gaz fazında uzaklaştırma enerji gideri ise 580 KCal/oC dir. Yaklaşık iki bin katıdır.

Nem yalıtımının ve nemli ortamlardan ısıyı uzak tutmanın önemi de burada yatmaktadır. Doğru malzeme ile içten yalıtım bu nedenle aranması gereken çözümdür!

Mevcut malzemelerin üreticileri bu teknik incelemeyi yapmış olsalar dahi ürünlerinin satılması için bazı uygulama yöntemleri geliştirerek piyasa yaratmışlardır. Bu durum yanlış olduğu halde mantolama uygulamasını maalesef bir sektör haline gelmiştir.